Başarısız müdürler görevden alınacak

Melek Ozcelik

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 2013-2014 eğitim öğretim sonu itibariyle bakanlıkta bugüne kadar vazife yapmış 4 yılı dolduran okul yöneticileri, müdür ve müdür yardımcılarının performanslarının değerlendirileceğini açıkladı.



Bakanlık olarak, 4 yıldan fazla yöneticilik yapanların performanslarına bakacaklarını belirten Avcı, 'Başarının ölçülmesi için 4 yıl iyi bir süre. 4 yıllık performansına bakalım, yöneticimizin başarılı olanları devam etsin, başarısız olanlar asli görevlerine dönsün. Hepsinin görevden alınacağı doğru değil, hepsinin görevden alınabileceği doğru. Yasal altyapı buna yönelik hazırlandı ama ne zaman için 2013-2014 yılı sonu itibariyle. Bu ders yılı sonu itibariyle bunlar görevden alınabilir. 4 yılı doldurmuş olanlar performansları değerlendirildikten sonra görevden alınabilir. Geçmişte de alınabiliyordu, şimdi yasal bir zeminden alınan yetki ile görevden alınabilirler. Alınacaklar diye bir şart yok, başarılı olanlar görevlerine devam edecek, 4 yıl performansı değerlendirilecek, başarısız olanlar görevlerinden alınacak.' diye konuştu.



Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM), 'Milli Eğitim Sistemi: Dünü, Bugünü ve Geleceği' ana temasının ele alındığı bir sempozyum düzenledi. Akar Otel'de düzenlenen sempozyuma Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ve birçok davetli katıldı. İki gün sürecek sempozyumda Milli Eğitimin Dünya Görüşü ve Müfredatı, Milli Eğitim ve Hayat, Öğretmen-Öğrenci İlişkileri, Din Eğitimi, Mesleki Eğitim, Sınavlar gibi konular ele alınacak. Sempozyumda sunulan tebliğler ve sunumlar daha sonra yayın haline getirilecek.

'SÖYLENENLER İLE ANLATILANLAR BİRBİRİNİ TUTMUYOR'

Dershaneler meselesinin, gündemin en önemli meselelerinden biri olduğunu belirten Mustafa Destici, 'Dershaneler kapanabilir, kendisi kapanabilir veya veli ve öğrenci ihtiyaç duymaz kapanır. Ama sınav sistemi devam ettiği sürece ailelerin dışarıdan ders alma ihtiyacı da devam edecek. Dershanede bir öğrenci ders başına 3 ila 5 lira ödüyor. Ama kişiler özel hoca tutulduğu zaman bu rakam 50'den başlıyor 200 liraya kadar çıkıyor. Bu rakamlara bakıldığında kimin dışarıdan ders alma şansı kalıyor. Orta ve alt gelirin bu imkanı elinden alınıyor ve iyi geliri olan aile çocuğuna özel hoca tutarak, diğerlerinin önünde avantajlı konuma getirecek hale geliyor.' diye konuştu.



Dershanelerin özel okula dönüşmesi ile ilgili durumun net olmadığını kaydeden Destici, 'Dershanelerin dönüşümü konusunda destek veriliyor deniliyor ama bir yerde özel okul arsası tahsis edilmiş, özel okul açmak istiyor biri. Kişiye vakıf veya müdürlük metrekare başına belirli bir ücret yatıracaksın ve okulu öyle yapacaksın deniyor. Bu rakam öyle az bir rakam değil. 500 binden 1 milyonlara yakın paralar isteniyor. Özel okul destekleniyorsa, bağış ama zorlayıcı bağış neden alınıyor. Bunu yatırmadan izin alamıyorsunuz. Özel okullar desteklenmeli. Eğitimin özelleştirilmesi önündeki engeller kaldırılmalı. Ama bakıyorsunuz söylenenler ile anlatılanlar birbirini tutmuyor. Bu nedenle daha şeffaf, daha anlaşılır ve net bir şekilde yazılmalı, ilan edilmeli ve herkes önceden ne olacağını bilmeli ve ona göre bir durum değerlendirmesi yapılmalı.' şeklinde konuştu.

Sınavlarla ilgili yaptıkları düzenlemenin iyi olduğunu belirten Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 'İyi yaptık. Çok güzel yaptık. Değiştirdik, bozduk ve yaptık. SBS iyi bir düzenleme değildi. Çocuklarımız, öğretmenlerimiz, ailelerimiz çok zorlanıyordu. Şimdi yaptığımız yeni düzenleme ile çocuklarımızın öğrenim hayatındaki normal yazılılarını merkezden kontrol ediyoruz. Çocuklar 5, 6, 7. sınıfa başlarken, ben SBS'ye göre başladım, dolayısıyla SBS'yi kaldırarak ben hakkımı kaybettim diyecek durumda değiller. Çocuklar 5, 6, 7. sınıfta ne kadar sorumlu ise şimdi de o kadar sorumlular. Bizim yaptığımız araştırmada 10 bin öğrenci üzerine bir araştırma yaptık. Ve o gösteriyor ki çocuklarımız yapılan düzenlemeden memnunlar. Biz de memnunuz. Bunu daha da geliştireceğiz, inşallah alt sınıflara da indireceğiz. Okullarımızda yapılan bütün yazılıları denetimli yapacağız. Liselerimizde de yapacağız. Böylece adil bir not sistemini oluşturduğumuzda okullara yerleşme konusunda da daha adaletli geçişleri sağlayabileceğiz.' diye konuştu.

'DERSHANELERLE İLGİLİ TEŞVİK YÖNETMELİĞİNİ MALİYE İLE BİRLİKTE HAZIRLIYORUZ'



Dershaneler konusunda en geniş istişare halkasını oluşturmaya çalıştıklarını vurgulayan Avcı, 'Dershane temsilcileriyle ve 4 büyük dershane derneğiyle bir araya geliyoruz. Türkiye'de tüm dershaneleri temsil ettiğini düşündüğümüz 4 tane dernek var. Bunların dördünü de tüm toplantılara davet ettik, tüm öneri ve ikazlarını dikkate almaya çalıştık. Getirilen teşvik düzeni ile ilgili yönetmelik henüz hazır olmadığı için bazı arkadaşlar sahada tereddütle karşılaşabilirler. Yönetmelikler hazırlandığı zaman teşvik yönetmeliği Maliye Bakanlığı ile birlikte hazırlanıyor, inşallah özel okula dönüşecek olan dershane işletmecilerimiz için çok olumlu bir zemin oluştuğunu görecekler.' dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı'nda bir gecede kadroların değiştiği, boşa alındığı ve yöneticilerin görevlerinin sona erdiği iddialarının doğru olmadığını anlatan Avcı, şunları ifade etti: 'Biz diyoruz ki Milli Eğitim Bakanlığı olarak bugün demiyoruz, bakanlık senelerdir diyor ki ve diyormuş ki ve hala da diyor ki okul yöneticiliği müdürlük, müdür yardımcılığı ikinci görevdir. Asli görevimiz öğretmenliktir. Üniversitede rektörlük belli bir dönemle sınırlı ikinci bir görev olması, dekanlığın belli bir görevle sınırlı ikinci bir görev olması gibi. Dolayısıyla zaman zaman bakanlık başarısız bulduğu herhangi bir nedenle ya akademik ya okulun fiziki yapısı yavelilerle ilişkiler gibi çok anlaşılabilir nedenlerle değiştirme ihtiyacı duyduğu yöneticileri değiştirmeye kalktığı zaman karşımıza iki içtihat çıkıyor. Birincisi anayasa mahkemesinin 657 sayılı kanuna uygun olarak verdiği evet bunlar ikinci görevdir idare gerekli gördüğü hallerde bu ikinci görevi değiştirebilir. Bu bir müktesep hak ve kadro değildir. Buna mukabil bu tür görevden alınan bazı müdür ve yöneticiler, bölge idare mahkemelerine gittiklerinde Anayasa Mahkemesi'nin içtihadından farklı olarak, bu mahkemeler diyor ki evet bu bir müktesep haktır, bu bir kadrodur alamazsınız diye karar veriyorlar. Son çıkarılan yasa ile bunu net bir biçimde dedik ki yöneticilik ikinci görev, asıl olan öğretmenliktir. Başarılı olanlar görevlerine devam ederler, ikinci görevlerini başarısız olanlar herhangi bir müktesep hak iddiasında bulunamazlar, görevleri öğretmenliğe geri dönerler. Kimler için geçerli bu, milli eğitimde bugüne kadar vazife yapmış olanlardan 4 yılı doldurmuş olanlar. 4 yıldan fazla yöneticilik yapanlara bakılacak. Başarının ölçülmesi için 4 yıl iyi bir süre. 4 yıllık performansına bakalım yöneticimizin, başarılı olan devam etsinler, başarısız olanlar asli görevlerine dönsünler. Hepsinin görevden alınacağı doğru değil, hepsinin görevden alınabileceği doğru. Yasal altyapı buna yönelik hazırlandı ama ne zaman için 2013-2014 yılı sonu itibariyle. Bu ders yılı sonu itibariyle bunlar görevden alınabilir. 4 yılı doldurmuş olanlar performansları değerlendirildikten sonra görevden alınabilir. Geçmişte de alınabiliyordu şimdi yasal bir zeminden alınan yetki ile görevden alınabilirler. Alınacaklar diye bir şart yok, başarılı olanlar görevlerine devam edecek, 4 yıl performansı değerlendirilecek, başarısız olanlar görevlerinden alınacak.'

Paylaş: